بَاب
الصَّدَقَةِ
فِيهَا
7. Güneş Tutulduğunda
Sadaka Vermek
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
هِشَامِ بْنِ
عُرْوَةَ
عَنْ
عُرْوَةَ عَنْ
عَائِشَةَ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
الشَّمْسُ
وَالْقَمَرُ
لَا
يُخْسَفَانِ
لِمَوْتِ
أَحَدٍ وَلَا
لِحَيَاتِهِ
فَإِذَا
رَأَيْتُمْ
ذَلِكَ فَادْعُوا
اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ
وَكَبِّرُوا وَتَصَدَّقُوا
Âişe (r.anhâ)'den;
rivayet edildiğine göre, Nebi (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: "Güneş ve ay,
bir kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmazlar. O halele tutulduklarını
gördüğünüz zaman Allah azze ve celle'ye dua ediniz, tekbir getiriniz ve sadaka
veriniz.”
İzah:
Buhârî, kusûf; Müslim,
kusûf; Nesâî, kusûf
Bu hadis-i şerifte Hz.
peygamber güneşin tutulduğunu gören
müslümanların, duâ etmelerini, tekbir getirmelerini ve sadaka
vermelerini emretmiştir. Buradaki tekbirden muradın mutlak zikir olması
muhtemeldir. Bu terkibin Buhârî'de: “Allah'ı zikrediniz" şeklinde
ifadelendirilmesi, bu ihtimali te'yid etmektedir.
Hz. Peygamberin
sadakayı emretmesi, sadakanın belâ ve azaplara engel olması yönündendir.
Sadakanın herhangi bir ölçü kaydı ile kayıtlanması, bu emrin sadakanın azına
da çoğuna da şâmil olduğunu gösterir. Bu emir vücûba değil, nedbe delâlet eder.